ÇAMUR HAVUZUNDA PARTI




  Kendimi annemin rahminden ikinci kez düşüyor gibi hissediyorum bazen. Çıplak bir şekilde beni avuçlarında tutup, ağlamamı duymadan oradan oraya savurdukları ve ağlamamın artmasının etrafımdaki herkesçe normal karşılandığı bir durum gibi. Bununla da kalmayıp mutlu oluşlarını sanki tekrar yaşıyor gibiyim. Belki de annemin karnındaki rahatlıktan kopacağım için deli gibi ağlıyordum. Birincideki hissi hatırlamak çok zor denemeyecek kadar uzak. Cenin pozisyonunda uyumanın insanı güvende hissettirmesi de bundanmış ya.
   Her sabahın zifiri karanlığında sıcak yatağı bırakıp, sıcacık bir çayla ayılmaya çalışıp, günün aydınlanan ışığını koca koca binaların arasından göremediğimi ve sırf kitap okumak için ehliyet almaya yönelmeyip otobüsle işe giderken mutsuz yüzlerle 'günaydın' demeden dakikaları yakalamaya çalıştığım, aslında hiç sevmediğim ama maaş alacağım için tahammül ettiğim insanlarla uğraşıp hatta masada bilgisayarın başında iş yapıyormuşum gibi gösterip, sosyal medya da gezinip, günün sonunda aşırı kalabalık, agresif duygularla 'çok yoruldum' diyerek geldim eve.
   Bir şeyler bir yerlerde yanlış oluyor sanırım. Bize yanlış anlatılıyor. Belki de biz çok yanlış anlıyoruz. Paranın araç olacağını unutup, hırsın at yarışlarındaki atı mı olacağım? Amacımı ya bilmiyorum ya da bilmeyecek olmaktan korkuyorum. Hayati süreçte nasıl doğum,yaşam ve ölüm sıralaması varsa bunu yaşamımın kronolojisinde de görmek istiyorum. Herkes her zaman şanslı olmuyor. Bu süreçte sadece doğum ve ölümü tatmakta var. Yaşamak bu süreçlerin en lezzetlisi gibi ve ben henüz hiç yaşamamışım gibi hissediyorum. Sence geç mi kalıyoruz? Yoksa yeni mi başlıyoruz dersin? Kafam çok çamur havuzu.

Yorumlar

Popüler Yayınlar