COVID-19/20/21/22...



  Bütün planlar yerle yeksan. Oturduk dört gözle hayatlarımızı ele geçiren bir salgının bitmesini bekliyoruz, bütün dünya. Biter mi göreceli. Varlığı ne kadar korkunç o da tartışılır. Tartışılır çünkü veba salgınından bugüne kuş gribi,domuz gribi, ebola her neyse tek ölüme götürenin salgın olmadığını çok güzel kanıtladı. Savaşlar, katliamlar, iş kazaları, cinayetler, kadın cinayetleri, kanser, trafik kazaları, stres ve niceleri. Sanki ölüm kavramı hayatımıza ilk defa dahil olmuş gibi. O kadar büyük tepkiler verdik ki. Doğrusunun her gün değiştiği bu tuhaf süreçte ne kadar ders aldık ne kadar anlam yükledik, hayatımızda olan ve olmayanlara onu da bilmiyorum. Korkmamız gerekenin ne olduğundan şüphe ediyorum hâlâ.  Hayatlarımızda öncesi ve sonrası diye adlandırdığımız aradaki o çizgi sanırım artık Covid-19/20/21/22  ...
  Kendimizde eksik bulduğumuz, kıymetini bilmediğimiz, zamana oturtamadığımız, ev kavramı, sıkılmak, bıkmak, sabır, korku, belirsizlik gibi her şey bizlerde bir sürü duygu ve düşünceyi uyandırdı. Keşkeler dedirtti belki... İyikiler daha mı çoktu o da oturup üzerinde saatlerce düşünmelik bir konu. Ama basit olan eylemler bir anda nasıl da değerliymiş dedirtti kendilerine. En önemlisi de sarılmak gibi geliyor bana mesela ... Ve unutmak o kadar sıradan ki. Bu hep böyleydi aslında. Her şey gibi her şeyi unutacağız yine. Unutulacağız. Zaman mı nankör, insan mı nankör  sorusuna cevap veremeyiz bence. Yediklerin, içtiklerin lezzetsiz geldikçe, sırf zaman geçsin diye yaşamış olmakta ağır gelecek.
  Bu süreci kimse eşit yaşamadı. Üzüntüsünü, belirsizliğini, paniğini her şeyini ve hiçbir şeyini eşit yaşamadık. Temizlik kavramını yeni duymuşçasına farklı tepkiler verdik. Az bile olsa birbirimizden uzaklaşmıyormuşuz gibi iyice korkar olduk birbirimizden. Yine kalabalık sofralara oturulur mu oturulur ama bence eski mutluluklar yok. Eski mutluluk kavramı ne onuda bilmiyorum. Eski ne kadar eski ? Her şeyi bu kadar hızlı tüketirken eski de yeni de çok değersiz artık. Doğanın düzeldiğine inansakta yine doğayı katlettik, yıprattık. Doğayı kendi haline bıraktığımızı düşünsekte içten içe tüketip, bitiriyoruz. İşin kötü tarafı fark etmiyoruz bile bunu. ''Benden ne olacak canım'ların''  bedelini ödeyecek olan çocuklarımız için özür dilemek istiyorum. Merhaba kovit, hepimizi yıprattın ama bu bizim eserimiz. Dünyanın eseri...

                                                    Sevgiyle kalın, umutla bakın...

Yorumlar

  1. Ben daha önce etkilenmediğim bir yazını görmedim. Yine 'çok doğru' dedirten cümlelerle dolu bir yazı. Muhteşem. 🌹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşırı aşırı mutlu oldum, teşekkür ederim kuzum 🌸

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar