KIS GELDI HASRET KOKTU GUNES...


  'H' si yutulmuş meraba ile size geldim güzel okuyucular, direk dalıyorum sohbete. Ve diyorum ki insan ne yaparsa kendi yapar, kendine. Görebildiğini, duyabildiğini hisseder. Bakmamalı, en güzelinden görmeli der üstadın biri de. Gözlerini kapattığını hayal et ve elinde sıcacık tarçınlı ince belli bir bardak çayın olduğunu düşün ve arkadan Müzeyyen Senar sesleniyor 'kimseye etmem şikayet' diye... İçki felsefeme, yaşam biçimime ters olsa da Müzeyyen Senar rakısız olmaz diyen kesime de hitap etmek lazım diyerek kafamdakileri masaya döküyorum sizde eşlik bana. Bakalım neler olmuş desek ve devam etsek...
  Kuşları göç ettirdik, kedileri çöp kutularının en derin yerlerine yolladık, köpekleri karton kutuların altına sakladık. Yani kış geldi de gidiyor iki gözüm. Bulutlar maviyi aldatıp griyle sevgili oldu. Etrafı sisler sardı. Soğuk ise yazın buzdolabında aradığım su gibi dondurucu etkisiyle sinir bozucu bir his yaratıyor. Biz ne yapıyoruz  peki? Yazın kışı bekleyip, kışında yazı bekliyoruz. Bir de arada çay, kahve molası verip, yaşadığım da hayat mı diyerek en uçsuz bucaksız soruyu soruyoruz. İyi mi yapıyoruz? İyi yaptığımız bir şey yok. Görüyor, duyuyor, yiyor, içiyor, konuşuyor, kalp kırıyor ve izliyoruz. Bu kışa özel değil tabi ki. Biz yaz aylarında da böyleyiz. Biz hep böyleyiz. Sevgiye açız ama sevgi göstermeyiz. Biz böyleyiz...
  Karamsarlığı içinizde hissettiğinize inanarak şimdi de kuşların geri geleceğine ve güneşin tekrar tepe de yer alacağını söylesem ne katar bize daha çok inanır mıyız sevdiğimize, bu hayatı ? Bugün inansak bile yarın ufacık bir şeyde yine neden ben diye üzülürüz. Üzülmeyelim hatta hep gülelim. Ufacık şeyleri kafamıza takmayalım. Bir de sohbet edin derim. Sohbet etmek fikir alışverişinde bulunmak insanı rahatlatıyor  veyahut ben sevdiğim için keyif alıyor olabilirim. Ama sizde sevin bence. Konuşmak, derdinizi anlatmak, bir başkasının derdini anlamak dünya da bize verilebilecek en güzel hediyelerden biri bence. Çünkü senin konuşabildiğin ve sana konuşabildiğim kadar sevebilirim bizi. Başta dediğimi inkar ediyorum! Hissetmek diyorum, duymakla görmekle olmuyor. Konuşmakla oluyor ve kafanızdaki düşünceler dile gelmediği sürece çözüm üretilmiyor ve çözümsüz kalan her düşüncenin ölü bir vücuttan farksız olduğunu bilmekte insanın canını acıtıyor.. Öldürme fikirlerini, sev sevebildiğini. Bu dünyanın güzel fikirlere, güzel insanlara ve en önemlisi güzel yazlara ihtiyacı var. Güneş hep tepeden baksın, sende güzel gözlerle bak...
                                                                 Sevgiyle kalın, umutla bakın...

Yorumlar

Popüler Yayınlar