HAVA MORCIVERTBESIL.



  Bugün selam yok, merhaba yok. Bugün sadece yazmak istiyorum. Çünkü sanırım anlatmaktan, konuşmaktan sıkıldım. Sanırım gerçekten sadece yazmak istiyorum. Bugünde aklıma bir soru takıldı. Sadece kötü gün dostunuz mu olsun istersiniz?  Bence kötü gün bir yana dursun ben iyi gün dostum da olsun isterim. Benim mutluluğuma sevinsin isterim. Çünkü mutluluk öyle değerli ki. Ve  insanlar bunu öyle güzel öldürüyorlar ki. Etrafınızda gülen, konuşan kahkaha atan, sizinde mutlu olup gülmenizi isteyen insanlar olabilir. Bir de herkesin içinde kalp kırıp gizliden özür dilemekte hiçbir şeyi toparlamıyor. Normalde yaz geliyor ama benim içimi kış sardı. Kuşlar tarafından göç alan bir şehir değil de benden göç ediyorlarmış gibi. Yalan yok. Yalanın iyisi, kötüsü, pembesi, tuzlusu,beyazı, şekerlisi yok. Yalan yalandır. Sevgi sevgidir. Her şey nettir. Siyahın siyah, beyazın beyaz olması gibi. Kalp kırmak mı? Bir binanın en üst katından bir bardağı atıp tuzla buz etmek gibi. O kadar kolay. Ama insanlar normal. Çünkü iki yüzlülük bir nezakettir. Doğruları söylemek patavatsızlık hatta deliliktir. Bu öyle basit, tatlı bir delilik değil. Kafayı yemişçesine bir delilik. Kelimeler öyle değerli ki. Yürekte cinayete sebep olur. Hele ki nefesini kesecek kadar keskinse o cümle. Ayakta duramazsınız. Bu öyle bir cümle de değil. Bu öyle sadece size söylenmiş cümleler değil. Herkesin içinde sizi yok edercesine söylenen... Ama yinede normal olmayan sizsiniz. Çünkü güçlü görünmeye çalışan bir yapıda olmak istiyorsunuz. Ama karınca bile sizden güçlü. Evet samimiyetsizliğe gelemiyorum. Evet yalanı sevmiyorum. Evet dobrayım hatta patavatsızım. Ama kimsenin karakterini aşağılamadım. Kimsenin kişiliğini incitmedim. Evet yanlışlarım var, evet çok büyük yanlışlar yapıyorum belki ama yüreğimde ne varsa dilimde de o var. Ayrıca sizi böyle kabul etmeliyim. Çünkü herkes olduğu gibi kabul edilmek ister. Ama kimse kendindeki hatayı kendine söyleyemez. Ve  en kötüsü karşınızdakiler sizin nelerle mücadele ettiğinizden habersiz size ahkam keser. Yanınızda olmaz. Pardon sözde yanındadırlar. Ama gerçekte yanınızda değillerdir. Çünkü bunu hissedersiniz. Hisler önemli. Değerler önemli. Ama en önemlisi sınır. Sınırını bilmeli insan. İhlal etmemeli kimsenin hayatını. Ahh yazmanın gözünü seveyim, konuşamıyorsan, anlatamıyorsan yazmak bile yetiyor. Çünkü yazmaktan çözüm beklemiyorsun. Oysa çok güzel bir hafta tatil yapmıştım. Dinlendiğimi sanmıştım. Ne biliyim belkide denize, güneşe, ağaçlara hasret çekiyorum şuan. Öyle kolay olmamalı. Beni bilmem ama içinizde ne varsa söyleyin ya da söylemeyin,karşılığı çok ağır oluyor. Ya da  sevdiğiniz insanlarla şakalaşın verdikleri tepki karnınızı doyuruyor. Ama şımarmayın erken yaşta olgunlaşıp, yaşlanıp, ölün. Düşüncelerinizi kesinlikle söylemeyin çünkü karşı tarafın yüzü kızarır. Aslında yüzü kızaracak bir şey yapmadıysa kızarmaz ama siz yinede söylemeyin. Çünkü herkes normal, siz değilsiniz. Haa bir de hepiniz cennete gidin ben cehennemde tek yanmak istiyorum. Ve bir şey daha derin derin nefes alabiliyorken alın. Gözleriniz kararmamışken etrafınızı bakın. Havalar soğuk ve bi'dünya sokak hayvanı aç. Hiçbir şey yapamıyorsanız salam falan alın önlerine koyun. O minnettar bakışları sizi hayata bağlıyor. İnanın bana hayvanlar insanlardan daha çok insan. Bir de kitaplar kötü şeyler değildir. Her gördüğünüz kitaba siyasi kitap olabilir korkusuyla yaklaşmayın. Çünkü kitaplar siyasi değildir. Yazar veyahut şair kendi düşüncelerini yazar ve onu siyasallaştıran diğer farklı düşünen yazardır. en azından bence öyle. Ne bileyim hayvanları sevin, kitap okuyun, şiir dinleyin. Kahkaha atın en önemlisi gidin kallavi bir türk kahvesi için. Nefes alın. Yaşayın.
                      
                          '' mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, 
                                   yahut kocaman gözlüklerin, 
                        beyaz gömleğinle bir laboratuvarda 
                                    insanlar için ölebileceksin, 
                        hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, 
                        hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, 
                        hem de en güzel en gerçek şeyin 
                                      yaşamak olduğunu bildiğin halde.''
    Diyen Nazım gibi...

                 UMUTLA BAKIN, HUZURLA KALIN.

Yorumlar

Popüler Yayınlar