ÇOK UZAKLASMIS OLAMAZ



   İyiliğin gizlisi makbulmüş. Bir elin bildiğini diğeri bilmeyecekmiş. Efendi! Etrafı kötülük, çirkinlik sarmış! Hangi gizlilikten bahsediyorsun? Sokakta yürümeye korkar olduk. Hangi bilinmemezlikten bahsediyorsun? Yol tarifi soran insandan korkar olduk. O yüzdendir ki bugün yaptığın güzellikleri anlatma zamanı olmalı. Çünkü ölümler sıradanlaştı, tecavüzler olağanlaştı. Yaptığın iyiliği anlatmak ayıpmış gibi. Olağanüstü bir şeymiş gibi. Gibiymiş de ne demek. Gibisi olmasın. Bugün biri ağır poşetlerle yürümeye çalıştığında yardım etmek istediğinizi söylediğinizde korkuyor çünkü hırsızlık normalleşti. Hayat basitleşti. Güler yüzlü olduğunuzda çok mutlu olduğunuzun düşünülmesi de abest. Büyük işgal! Büyük bir kayboluş, yok oluş bu. Güzel yaşamak istiyorsan öncelikle başkalarının hayatından uzaklaşacaksın. Kendi hayatına yönelip, doğruyu keşfedeceksin. Eğer birinin hayatına dokunacaksan da iyi bir şeyler yapmak için dokun. Yok efendim şunun şusu şöyleymiş de böyleymiş. Bunu konuşma. Yapabileceğin iyiliği konuş, Yaptığın iyiliği konuş. Anlatırken böbürlenme. Gayet normal ve basit bir şeyden bahseder gibi bahset ki sıradanlaşsın ya da bırak başkaları konuşsun o iyiliği. Önceden yolda yürürken benim aklıma gelmediyse o iyilik, sen yaptığın o güzelliği bana anlattığın için aklıma gelecek. Algı da seçiciliktir bu. Falanca kişi aldığı arabayı başka biri bana anlattığında yani o arabanın kırmızı vosvos olduğunu söylediğinde, kırmızı vosvosları görmeye başlar gözlerim. Eğer bana sokaktaki aç insanlardan bahsedersen o görmediğim ya da göremediğim aç insanları görürüm.  Bir de şu var ki akşam saat 19.00 da başlayan bütün haberler iç karartıcı! Bu ülkede hiç mi iyi bir şey olmuyor yahu!  Beni kötü olaylarla ilgili tabi ki bilgilendirin ama güzelliklerden de mahrum bırakmayın. 10 haberin 9'u kötü olunca yaşama sevincim yok oluyor. O iyi olan 1 haber de yetmiyor. Konuşacaksak güzel şeyler konuşalım, yapacaksak iyi şeyler yapalım. Sonra neden yaşadığımızı sorgulayıp, hayatın anlamsızlaştığını düşünüyoruz. Sizi bilmem de Camus çok haklı. Kendimizi öldürmeyip, kahve içtiğimiz her gün kötülüğe karşı direnmek için savaş veriyoruz. Buna da dini açıdan bakmayın çünkü bütün dinlerin temeli iyiliğe dayanıyor ve bizi kurtaracak şey iyilik. Yani bize her zaman anlatılan o güzelim cennetin kapıları, ilahi güce inandığımız sürece, iyilikle açık olacak. Yeter ki şu içimizdeki yok olasıca öfke, sinir, nefret, kin yani kötülük bitsin. İşte o zaman yaşananlardan ders almayı bırakıp, yaşama ders vermeye başlayabiliriz. Bütün olay bu.

                           SEVGİYLE KALIN, UMUTLA BAKIN.

Yorumlar

Popüler Yayınlar