ILKBAHARIN MATEMI
Tanıdığım, tanımadığım insanların gelmişini, geçmişini, gelemeyişini, gelmek istemeyişini gördükçe, göremedim. Yalnızca aralarındaki
farkı, fark ettim. Günler geçtikçe hafifleyen soğuk gibi sıcacık bir tebessümle
geliyorum sana. Gözlerin öyle güzel ki. Gülüşüne hasret kalıyorum. Sonra deniz
kenarında oturup 'sonumuz böyle mi olacaktı' derdine kapılıp, bu zamana kadar
ağzıma hiç sürmediğim sigaranın kederiyle ellerimi ovuşturup seni düşünüyorum.
Olmayan duman ciğerimi yakıyor. Etraf çok kalabalık. Konuşacağım kimse yok.
Konuşacağım çok şey var.
Bazen. Çok biliyorum, çok dinliyorum, çok susuyorum.
Bazenleri de okumayı tercih edip, yazı yazıyorum. Arada bir çay içiyorum. Çay
demiyorlar ona burada. Sana anlatamam şimdi neden çay demediklerini. Canın
sıkılır, imamın abdest suyu diye. Büyük bardakta içiyorum. Zaman hızlıca
giderken o çok yavaş bitsin istiyorum. Soğusun diye de bekliyorum.
Tanıdığım, tanımadığım insanların gelmişini, geçmişini anlayamadım. Gelemeyişlerini, gelmek istemeyişlerini düşünemedim.
Balkondan atlamak istedim. Hava çok güzeldi. Çayı sıcak seviyorum, soğuk
içiyorum. Seni çok seviyorum. Söylemiyorum. Söylenmez çünkü.. Güzel şeyleri
söylediğinde sihri bozulur, diyorlar. İçime, çocukken izlediğim çizgi filmleri
izleme isteği geliyor. Çocukluğumu özledim. Sonra seni aradım, sende aradım. Çocukluğumu. Sesin kulağıma gelmedi. Şimdi bir koşu
uzaklaşacağım buradan. Eğer bulamazsan beni. Bırak bulama...
Bu yazıyı ilkbahara yazmış olamazsın. İlkbaharı kıskandımmmm. 😄
YanıtlaSilÇok güzel bir matem bu.
Teşekkür ederim 😘🌸
YanıtlaSilYüreğine sağlık güzel insan.
YanıtlaSilTeşekkür ederim 🌸
Sil